Şehir ve kent kavramları aynı anlamda kullanılsa da, kent kavramı sanayi devrimi ile birlikte gelişmiştir. Kent ve şehir kavramlarındaki ortaklık, ikisinin de insan nüfusunun artışına göre devamlı genişleme ve büyüme alanında olmasıdır.
İnsanın yerleşik hayata geçmesiyle oluşan şehir; nüfusun ticaret, sanayi ve yönetim ile ilgili işlerle uğraşan ve genellikle tarımsal etkinliklerin olmadığı, yerleşim alanı, kent olarak tanımlanır. Şehir ve kentlerin yönetimi de kanunlarla belediyelere verilmiştir. Kanunlarımıza göre belediyenin içerdiği tanımda; şehir sakinlerinin mahalli, müşterek nitelikteki ihtiyaçlarını; sokakların bakımı, temizliği, aydınlatma, su, kanalizasyon, esnafların denetimi gibi kamu hizmetlerini karşılamak için kurulmuş ve başkanı, meclis üyeleri seçmenler tarafından seçilerek oluşturulan, idari ve mali özerkliğe sahip kamu tüzel kişiliği olan örgüt olacaktır. Belediyelerin asli görevleri de tanımının içeriğinden kolayca anlaşılabilir. Şehirde gerçekleştirilen her faaliyetin neredeyse, hepsinden belediye sorumludur.
Şehir insanları günümüz belediyeciliğinden, şehrin stratejik öneme sahip olan plan, proje ve yatırımlarını oluşturması ve bunların gerçekleşmesi için sorumlulukla çalışmasını bekler.
Belediye yönetimlerinin, şehir hizmetlerini yerine getirmesi zaten kanuni bir zorunluluktur. Hizmetleri yerine getirmek de üstlendiği görevini yapmaktır.
Beklenen ise; farkındalık oluşturan bir anlayış ve çalışmayla, yapması gereken görevlerinin yanında, şehir insanlarının sosyal, kültürel ve ekonomik gelişimini sağlayan nitelikli çalışmaların içinde olunmasıdır. Yaklaşan yerel seçimler öncesinde, belediye başkanlığı için aday adayı olan insanların, bu gerçeğin farkında olması gerekir. İnsanların yaşadığı şehir hakkında; “Birbirinden farklı işleri yapan ve farklı düşünen insanların beraber mutlu oldukları yerdir. Şehir kültürdür, felsefedir, tarihtir, siyaset, ekonomi, insanın yaşadığı ve gelişebileceği yegâne yer, şehirdir. Ve şehri çıkar sağlamak ve rant için bir obje olarak görmek, insanın yaşadığı alanı sadece sömürmesidir” der sosyolog ve düşünür Louis Wirth.
Şehrimizin insanları olan bizler de yapmış olduğumuz yaşam tercihleriyle ilçemizin kültürünü, ekonomisini kısaca geleceğini şekillendirmekteyiz. Son yaptığımız önemli tercihle de tarımsal ekonominin yanına eklediğimiz, organize sanayi bölgesi ile sanayi kenti olmaya başlamış durumdayız.
Geçmişte şehir kültürüne geçiş nasıl hızlı olduysa, sanayi kentine dönüşme de hızlı olacakmış gibi görünüyor. Ülkemizde yaşanan toplumun kentleşemeden, kentli olma durumunu yaşayacağız gibi.